İspanyolca içindeki edad ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki edad kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte edad'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki edad kelimesi yaş, yaşlılık, ihtiyarlık, yaşında, evlenme çağındaki, evlenme yaşına gelmiş, yaşlı, ihtiyar, yaşında olmak, bunaklık, ilkel, primitif, yaşındaki, yaşında, yaşlılar, ihtiyarlar, yaşında, yaşındayken, orta yaşlı, büyüyen, yaşına göre davran, çocuk olma, çocukluk etme, yetişkinlik, erişkinlik, reşitlik, (yetişkin) erkeklik, yaşlılık, yaşlılık dönemi, çok küçük/genç yaş, yaşlı insan, huzurevi, Taş Devri, yaş farkı, küçük yaş, altın çağ, buzul çağı, buzul devri, yaşlılık, ihtiyarlık, yaşlı kimse, ihtiyar kimse, Ortaçağ, ihtiyar, yaşlı, yetişkinlik, doğurma, doğum yapma, yaşlılık, ihtiyarlık, yaşında, yetişkin, okul çağında, çocukları cinsel emeller için kandırmak, yaşını göstermek, yetişkin, reşit, yaşlı kimse, ihtiyar kişi, rüşt anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
edad kelimesinin anlamı
yaşnombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Dave comenzó la escuela a la edad de seis años. Ali altı yaşında anaokuluna başladı. |
yaşlılık, ihtiyarlıknombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) A Harold se le olvidó apagar la estufa, tal vez es cosa de la edad. |
yaşında
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) ¿Qué edad tienes que tener para manejar? Araba kullanabilmek için kaç yaşında olmak gerekiyor? |
evlenme çağındaki, evlenme yaşına gelmiş
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Ahora que era núbil, la señorita quería conocer a un hombre para casarse. |
yaşlı, ihtiyar
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Como enfermera, Molly se especializa en cuidados geriátricos. |
yaşında olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Sofía tiene 12 años. |
bunaklık
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
ilkel, primitif(figurado) (mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Tiene algunas ideas muy arcaicas respecto de cómo criar a sus hijos. |
yaşındaki
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Tengo un hijo de 15 años. |
yaşında
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Jennie enseña a una clase de 30 niños de 5 años. |
yaşlılar, ihtiyarlar(respetuoso) (çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.) Odia que se refieran a ella como una de los ancianos. |
yaşında, yaşındayken
Se mudó con su novio a los 18. |
orta yaşlılocución adjetiva (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Las personas de mediana edad son potenciales clientes. |
büyüyenlocución adjetiva (çocuk) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) ¡Es un chico en edad de crecimiento! ¡Necesita un buen desayuno! |
yaşına göre davran, çocuk olma, çocukluk etmelocución interjectiva Deja de portarte como un niño malcriado ¡Compórtate conforme a tu edad! |
yetişkinlik, erişkinlik, reşitlik(personas) (insan) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Por desgracia su segundo hijo nunca llegó a la edad adulta. |
(yetişkin) erkeklik
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La ceremonia religiosa inició a los niños en la edad adulta. |
yaşlılık, yaşlılık dönemi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El abuelo murió a la muy avanzada edad de 99 años. |
çok küçük/genç yaşlocución nominal femenina (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mozart actuó por primera vez ante la realeza europea a la tierna edad de seis años. |
yaşlı insan(eufemismo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Era bastante dinámica para ser una persona de la tercera edad. |
huzurevi(ES) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Todos los fines de semana visito a mi abuela en la residencia de la tercera edad. |
Taş Devrilocución nominal femenina (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los dinosaurios ya se habían extinguido cuando comenzó la Edad de Piedra. |
yaş farkı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Hay una gran diferencia de edad entre John y su mujer. |
küçük yaş(formal) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mi hijo empezó a leer a una temprana edad, si no recuerdo mal tenía sólo tres años. |
altın çağlocución nominal femenina (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Algunos dicen que el siglo XVIII fue la edad de oro de la razón. |
buzul çağı, buzul devrinombre propio femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los mamuts vivieron al final de la última Edad de Hielo. |
yaşlılık, ihtiyarlıklocución nominal femenina (ES, AR) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Las personas a menudo se vuelven olvidadizas en la tercera edad. |
yaşlı kimse, ihtiyar kimselocución nominal femenina (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mi vecino de piso es una persona de la tercera edad, muy educada. |
Ortaçağ
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La mayoría de las sociedades europeas eran feudales durante el Medioevo. |
ihtiyar, yaşlı
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Gareth visita a su abuela entrada en años todos los fines de semana. |
yetişkinlik(animales) (hayvan) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) En la edad adulta, los machos de esa especie desarrollan una cresta. |
doğurma, doğum yapma
El promedio de edad reproductiva en las mujeres británicas es de 30 años. |
yaşlılık, ihtiyarlık
La salud en deterioro es un problema de la vejez para mucha gente. |
yaşındalocución adjetiva (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Mañana voy a cumplir veintidós años de edad. Yarın, yirmi iki yaşında olacağım. |
yetişkinlocución adjetiva (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los niños que deseen nadar en esta piscina deben ser supervisados por un mayor de edad. |
okul çağındalocución adjetiva (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
çocukları cinsel emeller için kandırmaklocución verbal (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El acusado ha estado estableciendo vínculos emocionales en línea con menores de esas para abusar de ellos. |
yaşını göstermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El hecho de que recuerde comerciales de los 70s realmente delata su edad. |
yetişkin, reşitlocución nominal común en cuanto al género (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Un mayor de edad es alguien que ha alcanzado la edad adulta. |
yaşlı kimse, ihtiyar kişi(edad) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los ancianos de la residencia del pueblo se van de excursión a pasar el día en la costa. |
rüşt
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los delincuentes juveniles no recibieron una sentencia muy dura porque aún no habían alcanzado la mayoría de edad. |
İspanyolca öğrenelim
Artık edad'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
edad ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.