Portekizce içindeki ou ne anlama geliyor?
Portekizce'deki ou kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte ou'ün Portekizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Portekizce içindeki ou kelimesi yoksa, ya...ya (da), veya, ya da, veya, ya da, veya, ya da, şöyle ki, yani, az ya da çok, ucuz şarap, diğer adıyla, diğer ismiyle, nam-ı diğer, şöyle böyle, eh işte, geceleri olan/yapılan, gece, ya biri ya öbürü, fena değil, şöyle böyle, az çok, sağlam, yani, başka bir deyişle, bir şekilde, aksi halde, yoksa, aksi takdirde, bir şekilde, eninde sonunda, er geç, er veya geç, er ya da geç, yani, şöyle ki, iyisiyle kötüsüyle, az çok, yani, arkada, civarında, yani, olsa da olmasa da, uzun vadede, ya şimdi ya hiç, nehir kenarı, ırmak kenarı, nehir kıyısı, ırmak kıyısı, astar boya, ölüm kalım meselesi, (Cadılar Bayramı'nda) kapı kapı dolaşıp şeker isteme, yazı tura, kapı kapı dolaşıp şeker toplama, namı diğer, diğer adıyla, ya batmak ya çıkmak, ya batarsın ya çıkarsın, birbirine girmek, birinden biri, herhangi biri, eve doğru olan, batma ya da çıkma, bir anlamda, aşağı yukarı, şaka mı şeker mi, acil, fena değil, ona yakın zamanda, (saat beş, vb.) civarında/sularında, az sayıda, zihinsel özürlü, ikisinden biri, yazı tura, yaklaşık, yaklaşık olarak, takriben, yaklaşık, ister... ister, çift opsiyon (işlemi), çift taraflı işlem, tuzak kurmak, kapan kurmak, numune almak, örnek almak, arzetmek, sunmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
ou kelimesinin anlamı
yoksaconjunção Você quer o verde ou o azul? Ya güzel sözler söyleyin ya da susun. |
ya...ya (da)conjunção (bağlaç: Kendi başına bir anlam taşımayan, cümlede eş görevli sözleri ve cümleleri birbirine bağlayan sözcüktür (örnek: "kitabı aldı, fakat geri vermedi").) Ou você me ama ou não me ama! |
veya, ya daconjunção (bağlaç: Kendi başına bir anlam taşımayan, cümlede eş görevli sözleri ve cümleleri birbirine bağlayan sözcüktür (örnek: "kitabı aldı, fakat geri vermedi").) As ilhas são conhecidas como Falklands ou Ilhas Malvinas. |
veya, ya daconjunção (bağlaç: Kendi başına bir anlam taşımayan, cümlede eş görevli sözleri ve cümleleri birbirine bağlayan sözcüktür (örnek: "kitabı aldı, fakat geri vermedi").) Você deveria ou ligar para ele ou enviar-lhe um e-mail. |
veya, ya daconjunção (bağlaç: Kendi başına bir anlam taşımayan, cümlede eş görevli sözleri ve cümleleri birbirine bağlayan sözcüktür (örnek: "kitabı aldı, fakat geri vermedi").) Eu vou voltar em dois ou três minutos. |
şöyle ki, yani
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Josué sempre quis ter sucesso na vida; especificamente, ele queria ficar rico. |
az ya da çok
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
ucuz şarap(vinho barato) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
diğer adıyla, diğer ismiyle, nam-ı diğer
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Charles E. Boles, diğer ismiyle (or: nam-ı diğer) Black Bart, yakayı ele vermeden önce 30 posta arabası soymuştu. |
şöyle böyle, eh işte
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
geceleri olan/yapılan, gece
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
ya biri ya öbürüconjunção |
fena değil, şöyle böyle
|
az çok
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
sağlamlocução adjetiva (fiziksel engelli olmayan) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
yani, başka bir deyişlelocução conjuntiva (Latim: id est) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Apenas um país, ou seja, a China, votou contra a medida. |
bir şekilde
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
aksi halde, yoksa, aksi takdirdelocução conjuntiva (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Escolha presunto e ovos, ou então presunto e queijo. |
bir şekilde
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
eninde sonunda, er geç, er veya geç, er ya da geçlocução adverbial (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
yani, şöyle ki
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Desculpa. Quer dizer, não vou fazer isso de novo. |
iyisiyle kötüsüylelocução adverbial (qualquer que seja o resultado) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
az çoklocução adverbial (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Eu mais ou menos decidi atrasar minha ida para a faculdade por um ano. |
yani
|
arkada(Halloween: ir de porta em porta) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
civarında
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) O recipiente comportava mais ou menos um litro de água. |
yanilocução adverbial (em outras palavras) (edat: Farklı tür ve görevdeki sözcükler ve kavramlar arasında anlam ilişkisi kurmaya yarayan yardımcı sözcüktür (örnek: "İstanbul'a kadar sadece seni görmeye geldim").) |
olsa da olmasa dalocução conjuntiva (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Vamos ao jogo, chovendo ou não. |
uzun vadede(em algum momento) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Será provavelmente para melhor no fim das contas. Será um pouco conturbado a princípio, mas no final da contas valerá a pena. |
ya şimdi ya hiçexpressão (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
nehir kenarı, ırmak kenarı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
nehir kıyısı, ırmak kıyısı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
astar boya
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
ölüm kalım meselesiexpressão (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
(Cadılar Bayramı'nda) kapı kapı dolaşıp şeker istemeexpressão (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yazı tura
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kapı kapı dolaşıp şeker toplama(Halloween: ir de porta em porta) (Cadılar Bayramı'nda) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
namı diğer, diğer adıyla
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) William H. Bonney, namı diğer (or: diğer adıyla) Billy the Kid, 19. yüzyılda yaşamış Amerikalı bir kanun kaçağıdır. |
ya batmak ya çıkmakexpressão verbal |
ya batarsın ya çıkarsınexpressão (figurado) |
birbirine girmek(informal, figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
birinden biri, herhangi biri
(zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu sözcüktür (örnek: "kitabı gördün mü? > bunu gördün mü?").) Vista um ou outro vestido: os dois lhe caem bem. Birinden birini giy işte, ikisi de güzel görünüyor. |
eve doğru olanexpressão (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
batma ya da çıkmaexpressão |
bir anlamda
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) "Ele é seu namorado?" "De certa forma. É complicado." Acho que estou pegando o jeito agora; bem, de certa forma. |
aşağı yukarı
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
şaka mı şeker miinterjeição (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) |
acil(tedavi, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Durante anos, Keith trabalhou em uma equipe emergencial salva-vidas de pilotos de helicóptero. |
fena değillocução adverbial (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) A comida estava mais ou menos, eu acho - nada especial. |
ona yakın zamanda, (saat beş, vb.) civarında/sularında(hora) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
az sayıda
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Apenas uns poucos se voluntariaram para o projeto. |
zihinsel özürlü(pessoa com dificuldade de aprendizagem) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
ikisinden biri
(zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu sözcüktür (örnek: "kitabı gördün mü? > bunu gördün mü?").) Gosto de ambos os livros. Ficaria feliz com um ou outro. Bu iki kitap çok güzel, ikisinden birini almak beni mutlu eder. |
yazı turaexpressão (lançamento de moeda) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ben venceu o cara ou coroa, por isso o grupo foi assistir o filme que ele escolheu. |
yaklaşık, yaklaşık olarak, takriben
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) São mais ou menos três polegadas de altura e uma polegada de largura. Adam aşağı yukarı iki metre boyunda. |
yaklaşık(miktar) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Precisa-se de aproximadamente 220 litros de água para produzir um abacate. |
ister... ister
Ou como resultado de preguiça ou desinclinação, o trabalho doméstico claramente não era realizado há algum tempo. |
çift opsiyon (işlemi), çift taraflı işlem(BRA, finanças) (finans) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
tuzak kurmak, kapan kurmakexpressão verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Vamos montar uma armadilha pela manhã e voltar mais tarde para ver o que pegamos. |
numune almak, örnek almakexpressão verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Eles pegaram amostra da lagoa em cinco profundidades diferentes. |
arzetmek, sunmakexpressão verbal (formal) (resmi) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) O jovem mostrou sua gratidão pela gentileza que a família lhe mostrara. Olivia já tinha o suficiente de seu trabalho e apresentou sua proposta de demissão. |
Portekizce öğrenelim
Artık ou'ün Portekizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Portekizce içinde arayabilirsiniz.
ou ile ilgili kelimeler
Portekizce sözcükleri güncellendi
Portekizce hakkında bilginiz var mı
Portekizce (português), Avrupa'nın İber yarımadasına özgü bir Roma dilidir. Portekiz, Brezilya, Angola, Mozambik, Gine-Bissau, Cape Verde'nin tek resmi dilidir. Portekizce, 215 ila 220 milyon anadili ve 50 milyon ikinci dil konuşanı olmak üzere toplamda yaklaşık 270 milyona sahiptir. Portekizce genellikle dünyada en çok konuşulan altıncı dil, Avrupa'da üçüncü sırada yer alır. 1997'de kapsamlı bir akademik çalışma, Portekizce'yi dünyadaki en etkili 10 dilden biri olarak sıraladı. UNESCO istatistiklerine göre, Portekizce ve İspanyolca, İngilizce'den sonra en hızlı büyüyen Avrupa dilleridir.