İngilizce içindeki planned ne anlama geliyor?
İngilizce'deki planned kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte planned'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki planned kelimesi planlanmış, tasarlanmış, plan, plan, niyet, maksat, plan, şema, plan, tasarım, tasarlamak, planlamak, planlamak, tasarlamak, plan, program, plan yapmak, çizmek, planını çizmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
planned kelimesinin anlamı
planlanmışadjective (scheduled, arranged) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) I have a flight planned. Eugene's wife found the tickets to Paris and ruined his planned surprise. |
tasarlanmışadjective (intentional) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Did Julia fall pregnant by accident, or was it planned? |
plannoun (scheme) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) A five-year plan was formulated to revitalize the economy. |
plan, niyet, maksatnoun (intention) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I have no plan to change jobs. İş değiştirme gibi bir niyetim yok. |
plannoun (idea) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Do you have a plan for getting us out of this mess? Bizi, şu içinde bulunduğumuz kötü durumdan kurtaracak bir planın var mı? |
şemanoun (outline) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I've sketched out a plan of how the event should run. |
plannoun (often plural (project) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Do you have any plans for this weekend? |
tasarımplural noun (design) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Have you seen the architect's plans for the new library? Mimarın yeni kütüphane için hazırladığı tasarımı gördünüz mü? |
tasarlamak, planlamak(intend) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) We're planning to buy a house next year. Gelecek yıl bir ev satın almayı planlıyoruz. |
planlamaktransitive verb (set a schedule) (bir şeyi) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) We need to plan the next few weeks. |
tasarlamaktransitive verb (arrange) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) He planned the campaign in minute detail. |
plannoun (program) (emeklilik, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) She contributes to a retirement plan. |
programnoun (schedule) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) He decided to follow a weight-loss plan. |
plan yapmak(make plans) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I've started planning for next year's vacation. |
çizmek, planını çizmektransitive verb (draw) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I'll plan the whole area before we start building. |
İngilizce öğrenelim
Artık planned'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
planned ile ilgili kelimeler
Eş anlamlılar
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.