İngilizce içindeki do with ne anlama geliyor?

İngilizce'deki do with kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte do with'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki do with kelimesi durdurmak, öldürmek, çok ilgisi/alâkası olmak, hiçbir ilgisi/alâkası olmamak, ilgisi/alâkası olmak, ile ilgisi olmak, ilgili olmak, ile yetinmek, ile idare etmek, ile yetinmek, ile idare etmek, hiç ilgisi/alâkası olmamak, ilgisi olmak, ilgilendirmemek, hiçbir ilişkisi olmamak, işi olmamak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

do with kelimesinin anlamı

durdurmak

phrasal verb, transitive, inseparable (slang (eliminate, get rid of)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
To improve the overall quality of our milk, we wanted to do away with the use of antibiotics on our cows.

öldürmek

phrasal verb, transitive, inseparable (slang (kill, murder)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
He was a liability to our gang, and we knew sooner or later we would have to do away with him.

çok ilgisi/alâkası olmak

verbal expression (be due to)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
His success has a lot to do with his father's business connections.

hiçbir ilgisi/alâkası olmamak

verbal expression (not associate with)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
After the divorce I wanted nothing to do with my ex-husband.

ilgisi/alâkası olmak

verbal expression (involve)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
The Commission can investigate matters that have to do with members of police force.

ile ilgisi olmak

verbal expression (be related)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Researchers have discovered that much of the risk of having ADHD has to do with genes.

ilgili olmak

verbal expression (concern) (birisi ile)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
The last set of questions has to do with you and your household.

ile yetinmek, ile idare etmek

verbal expression (informal (content oneself with)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
The shop had sold out of chocolate ice-cream, so Sally had to make do with vanilla instead.

ile yetinmek, ile idare etmek

verbal expression (do [sth] using limited resources)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
You'll have to make do with what you can carry with you.

hiç ilgisi/alâkası olmamak

verbal expression (be unrelated to)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Baking a cake does not have anything to do with repairing a car. Being smart doesn't have anything to do with being strong.

ilgisi olmak

verbal expression (avoid contact with)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Since she stole my earings, I do not have anything to do with her anymore. I'll not have anything to do with my ex-wife's new husband.

ilgilendirmemek

verbal expression (not concern [sb])

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Stop listening in to our conversation; this is nothing to do with you.

hiçbir ilişkisi olmamak

verbal expression (be unrelated)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
You would think that volcanoes have nothing to do with the weather, but they do. My bad mood today has nothing to do with the weather.

işi olmamak

verbal expression (not get involved) (bir şey ile)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
I'll have nothing to do with your plan to steal gold from Fort Knox.

İngilizce öğrenelim

Artık do with'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

do with ile ilgili kelimeler

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.