İngilizce içindeki dear ne anlama geliyor?
İngilizce'deki dear kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte dear'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki dear kelimesi sevgili, canım, sevgili, sevgili, saygıdeğer, değerli, kıymetli, pahalı, pahalı, pahalı fiyata, pahalıya, sevilen kimse, canım, tatlım, şekerim, Sayın Yetkili, değer vermek, canım anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
dear kelimesinin anlamı
sevgiliadjective (in letter: salutation) (yazışmalarda hitap) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Dear John, thank you for your letter. Sayın Mehmet Bey, mektubunuz için teşekkür ederiz. |
canım, sevgiliadjective (beloved) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Yes, my dear brother. Evet, canım (or: sevgili) kardeşim. |
sevgili, saygıdeğeradjective (respected, esteemed) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) We are indebted to our dear doctor. |
değerli, kıymetliadjective (precious) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Our family is very dear to us. |
pahalıadjective (UK, informal (item: expensive) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) I can't afford to buy that coat. It's too dear. |
pahalıadjective (UK, dated, informal (shop: charges high prices) (mağaza) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Don't shop there, it's very dear. |
pahalı fiyata, pahalıyaadverb (UK, dated, informal (at a high price) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) They sell things very dear in that shop. |
sevilen kimsenoun (person: lovable) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) There were twenty children in that class, all of them dears. |
canım, tatlım, şekeriminterjection (informal (term of address) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Are you warm enough, dear? |
Sayın Yetkiliexpression (formal (letter: formal greeting) (mektup: resmi hitap) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
değer vermek(value, cherish) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Freedom of speech is a concept which I hold dear. |
canıminterjection (term of affection) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) "Frankly, my dear, I don't give a damn!" is the line famously spoken by Rhett Butler in "Gone With The Wind". |
İngilizce öğrenelim
Artık dear'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
dear ile ilgili kelimeler
Eş anlamlılar
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.