Fransızca içindeki eau ne anlama geliyor?
Fransızca'deki eau kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte eau'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki eau kelimesi su, su, yağmur, su, gelgit, su yüzeyi, sıvı, su, su, (bir bardak) su, duygusal, hissi, su ısıtıcısı, sıcak su deposu, oyma baskı, konyak, brendi, su ısıtıcısı, kulvar, yüz boyası, başarılamamış, başarısız olmuş, yüze göze bulaştırılmış, boşuna umutlandıran, radyatör, kalorifer, gravür, bozulmak, sönmek, yıkayıp temizlemek, şampanya, bozulmak, hakketmek, karpuz, tatlı su (balığı, vb.), tatlı suda yaşayan, klişe, aşırı duygusal, aşırı duygusal, birbirinin aynısı olmak, açık, apaçık, gün gibi ortada, aşırı duygusal, açık, bariz, çamaşır suyu, beyazlatıcı, su birikintisi, gölcük, maden suyu, maden sodası, soda, çubuk dondurma, buzlu çubuk dondurma, yağmur suyu, su kuşu, su seviyesi işareti, su yükseklik çizgisi, su yolu, çubuk dondurma, küçük su kaplumbağası, su seviyesi, esrar piposu, pis su, kaynar su, saf su, damıtılmış su, damıtık su, içme suyu, tatlı su, tatlısu, sıcak su, bardağı taşıran son damla, maden sodası, soda, maden sodası, su tabancası, su şebekesi, su işkencesi, maden suyu, tuzlu su, musluk suyu, su şişesi, su kestanesi, içme suyu soğutucusu, su kaydırağı, buhar, su buharı, akarsu, su kütlesi, hidrojen peroksit, musluk suyu, kaynak suyu, gazsız maden suyu, parfüm, fıskiye, sabun köpükleri, su hakları, su kullanma hakkı, para kaybetmek, ters düşerek, ağzını sulandırmak, su yüzünde kalmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
eau kelimesinin anlamı
sunom féminin (liquide) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il y avait de l'eau par terre là où la baignoire avait débordé. |
sunom féminin (boisson) (içecek) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Garçon, pouvez-vous nous apporter de l'eau ? Garson, bize su getirir misin? |
yağmurnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Après la tempête, il y avait des flaques d'eau partout. |
sunom féminin (mer, rivière, fleuve) (nehir, göl, deniz) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je vais dans l'eau, j'ai envie de nager. Tu viens ? |
gelgit(marée) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'eau monte. Il faut déplacer nos serviettes de plage. |
su yüzeyi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Regarde comme l'eau est calme le matin. |
sıvınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) On dit qu'il faut boire de l'eau sucrée quand on est malade. |
sunom féminin (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il s'est penché au-dessus de la balustrade et est tombé à l'eau. |
su(ingrédients produits cosmétiques) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
(bir bardak) sunom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Garçon, veuillez nous apporter trois verres d'eau. Garson, bize üç su getirir misin? |
duygusal, hissi
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Rick déteste les films à l'eau de rose, il préfère l'action ou l'horreur. |
su ısıtıcısı, sıcak su deposu(chauffage) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
oyma baskı(Art : œuvre) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ces rares eaux-fortes se vendraient des milliers aux enchères. |
konyak, brendi(avec vin) (alkollü içki) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le barman m'a servi du brandy avec de l'eau pétillante. |
su ısıtıcısınom masculin invariable (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je voulais prendre une douche mais le chauffe-eau ne marchait pas et du coup, nous n'avions pas d'eau chaude. |
kulvar(piscine) (havuz) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yüz boyası
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
başarılamamış, başarısız olmuş, yüze göze bulaştırılmış(argo) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Jasmine a encore foiré son année. |
boşuna umutlandıran
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Elle fait de nombreuses suggestions tentantes mais ne va jamais jusqu'au bout. |
radyatör, kalorifernom masculin (pour eau) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mélanie a embauché un plombier pour réparer le chauffe-eau. |
gravür(Art : technique) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
bozulmak(figuré) (plan, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
sönmek(heyecan, vb., mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Son enthousiasme a faibli au fur et à mesure de la course. |
yıkayıp temizlemek(avec eau et détergent) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
şampanya(familier : champagne) (argo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
bozulmak(négociations,...) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le syndicat a appelé à la grève après que les négociations ont échoué au sujet des retraites. |
hakketmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Regardez comment l'artiste utilise cette technique pour graver le verre. |
karpuz
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La pastèque est très rafraîchissante en été. |
tatlı su (balığı, vb.), tatlı suda yaşayanlocution adjectivale (animal : non marin) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le lac abrite de nombreuses espèces de poissons d'eau douce. |
klişe(artificiel, sentimental) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
aşırı duygusal(mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
aşırı duygusal(film, roman,…) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
birbirinin aynısı olmaklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ces deux petites filles se ressemblaient comme deux gouttes d'eau. |
açık, apaçık, gün gibi ortada
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Après sa chute, les bosses sur sa tête étaient bien visibles. |
aşırı duygusal(familier) (mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Ce film était tellement cucul la praline que je ai dû partir avant la fin. |
açık, bariz(figuré) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
çamaşır suyu, beyazlatıcınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Maman garde toujours une bouteille d'eau de Javel près de la machine à laver. |
su birikintisi, gölcüknom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La pluie a laissé des flaques d'eau le long de la rue. |
maden suyu, maden sodası, soda
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Daisy a ajouté de l'eau de Seltz à son whisky. |
çubuk dondurma, buzlu çubuk dondurmanom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La friandise préférée des enfants pendant l'été est la glace à l'eau. |
yağmur suyunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
su kuşu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
su seviyesi işareti, su yükseklik çizgisi(rivière) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
su yolu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les vacanciers peuvent profiter de nombreux types de navigation sur les voies navigables de l'Irlande. |
çubuk dondurmanom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) En été, j'aime manger des glaces à l'eau. |
küçük su kaplumbağasınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
su seviyesinom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
esrar piposu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
pis sunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kaynar sunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
saf su, damıtılmış su, damıtık sunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il faut de l'eau distillée quand on recharge une batterie. |
içme suyunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les pionniers se sont installés près de sources d'eau potable. |
tatlı su, tatlısunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je ne me baigne que dans l'eau douce. |
sıcak sunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'eau chaude, c'est mieux que l'eau froide pour prendre un bain. |
bardağı taşıran son damlanom féminin (figuré) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) C'est la goutte d'eau qui fait déborder le vase, je ne peux plus supporter tes insultes : je m'en vais ! |
maden sodası, soda
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Voulez-vous de l'eau de Seltz dans votre whisky ? En utilisant de l'eau de Seltz au lieu de lait dans la recette, vos pancakes seront plus légers et moelleux. |
maden sodasınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il est possible d'acheter de l'eau pétillante (or: eau gazeuse) importée en bouteille d'un litre. |
su tabancasınom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'été, les enfants adorent jouer avec des pistolets à eau pour se rafraîchir. Dans mon jardin, j'arrose les lapins avec un pistolet à eau pour les éloigner des légumes. |
su şebekesinom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Quand la canalisation d'eau a explosé, la rue a été inondée. |
su işkencesinom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La police secrète a utilisé le supplice de la goutte d'eau sur Schmidt pour extraire des informations. |
maden suyunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'eau minérale est coûteuse et dans la plupart des cas, l'eau du robinet est tout aussi bonne pour la santé. |
tuzlu su
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Dans la baie de Chesapeake, l'eau douce des rivières se mélange à l'eau salée de l'océan. On ne retrouve ce poisson qu'en eau salée. |
musluk suyunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Voulez-vous de l'eau en bouteille ou de l'eau du robinet ? |
su şişesinom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je recycle toujours mes bouteilles d'eau. |
su kestanesinom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La châtaigne d'eau chinoise peut se manger crue ou cuite. |
içme suyu soğutucusu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Dix fontaines à eau étaient disposées sur une table pour les athlètes dans la salle de sport. De nombreux travailleurs se rassemblent autour de la fontaine à eau pour les ragots autant que pour l'eau. |
su kaydırağı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
buhar, su buharınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
akarsunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il est adepte de descentes en eau vive. |
su kütlesinom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il était prêt à emmener son canoë sur n'importe quelle étendue d'eau à huit kilomètres à la ronde. |
hidrojen peroksit(courant) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
musluk suyunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ceux qui n'ont pas l'eau courante doivent avoir accès à un puits. |
kaynak suyunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'eau de source ne coûte pas cher en Alaska. |
gazsız maden suyunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je préfère l'eau plate à l'eau gazeuse. |
parfümnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le parfum enivrant de l'eau de Cologne m'a fait tourner la tête. |
fıskiyenom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
sabun köpüklerinom féminin La mère essuya la mousse du visage du bébé et lui rinça les cheveux. |
su hakları, su kullanma hakkınom masculin pluriel (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Quand j'ai acheté la maison, le prix comprenait les droits de captation d'eau. |
para kaybetmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
ters düşerek
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
ağzını sulandırmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Cette bonne odeur de steak sur le grill me met l'eau à la bouche. |
su yüzünde kalmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
Fransızca öğrenelim
Artık eau'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
eau ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.