Fransızca içindeki devenu ne anlama geliyor?
Fransızca'deki devenu kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte devenu'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki devenu kelimesi haline gelmek, dönüşmek, başına gelmek, giderek azalmak, getirilmek, değerinde olmak, haline gelmek, dönmek, -e dönmek, -a dönmek, -leşmek, -laşmak, duruma gelmek, haline gelmek, dönüşmek, renk değiştirmek, dönmek, erişmek, ile meşgul olmak, gelişmek, olmak, dönüşmek, birlikte çalışma, ortaklık, rahiplik, papazlık, sertleşmek, katılaşmak, azalmak, yetişkin gibi davranmak, galeyana gelmek, katılmak, (saçları) ağarmak, kırlaşmak, ağarmak, kırlaşmak, rengi solmak, rengi atmak, isteyen, arzu eden, arzusunda olan, yaşlanmak, (yetişkin) erkeklik, kontrolden çıkmak, denetimden çıkmak, yetişkinliğe adım atmak, arkadaş olmak, kafayı yemek, kafayı sıyırmak, kafayı üşütmek, gitgide azalmak, gittikçe azalmak, alkalileşmek, kör olmak, derinleşmek, zengin olmak, zenginleşmek, kelleşmek, çıldırmak, delirmek, kontrolsüz bir şekilde, (bakış) donuklaşmak, anlamsızlaşmak, feri gitmek, delirmek, çıldırmak, daralmak, arkadaş olmak, dost olmak, (giysilerine) sığmamak, (giysileri) küçük gelmek, nüfuzu artmak, (birşeyi yapmaktan) büyüyüp/olgunlaşıp vazgeçmek, haline gelmek, sinirinden kudurmak, arkadaşlık kurmak, dostluk kurmak, dostluk kurmak, düzelmek, nasırlaşmak, kızarmak, sevinçten kudurmak, popüler olmak, (birşeyi yapmak için, vb.) fazla büyümüş olmak, gelin gitmek, vazgeçmek, taraf olmak, malum olmak, katılmak, yetim/öksüz bırakmak, kimsesiz bırakmak, giysinin içine girmek, süresi dolmak, süresi geçmek, vadesi dolmak, kaygılanmak, sığamamak, ağarmış, kır, kır saçlı, saçları dökülmek, kelleşmek, haline gelmek, mora dönmek, kırılgan hale gelmek, sığlaşmak, konuşmak/yazmak, arkadaş olarak eklemek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
devenu kelimesinin anlamı
haline gelmekverbe intransitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Ce client est en train de devenir un problème. |
dönüşmek(bir şeye) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La chenille est devenue un papillon. |
başına gelmekverbe intransitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Qu'est devenu Joe Hill ? Tu sais où il est à présent ? |
giderek azalmakverbe intransitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
getirilmekverbe intransitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
değerinde olmakverbe intransitif (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) On lui avait dit qu'il ne deviendrait jamais quelqu'un. |
haline gelmekverbe intransitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Je crois que je deviens fou. |
dönmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
-e dönmek, -a dönmekverbe intransitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ils sont devenus fous quand ils ont entendu la nouvelle. Haberi duyunca deliye döndüler. |
-leşmek, -laşmak(pâle,...) |
duruma gelmek, haline gelmekverbe intransitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Après plusieurs lavages, ma chemise noire est devenue grise. |
dönüşmekverbe transitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Elle est devenue une jeune femme bien sous tous rapports. |
renk değiştirmekverbe transitif (couleur) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) En automne, les feuilles deviennent marron. |
dönmekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le jour est devenu chaud. |
erişmekverbe intransitif (rang, position) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Francis essaie de devenir (or: passer) capitaine. |
ile meşgul olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
gelişmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
olmak(personne, objet) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Qu'est-il arrivé au livre que je t'ai prêté ? |
dönüşmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
birlikte çalışma, ortaklık
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le partenariat de Gemma et Maxine a apporté davantage de contrats à toutes les deux. |
rahiplik, papazlık
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
sertleşmek, katılaşmak(substance) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Battez les blancs d'œufs jusqu'à ce qu'ils deviennent fermes. |
azalmak(ses, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yetişkin gibi davranmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) J'aimerais que mon frère grandisse un peu et se trouve un appartement. |
galeyana gelmek(colère) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'équipe jouait mal et les fans commençaient à s'énerver (or: se mettre en colère). |
katılmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La République tchèque a rejoint l'Union européenne en mai 2004. |
(saçları) ağarmak, kırlaşmak(personne) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Steve fait beaucoup plus vieux depuis qu'il grisonne. |
ağarmak, kırlaşmak(cheveux) (saç) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Mes cheveux commencent à grisonner, bien que je n'aie que la vingtaine. |
rengi solmak, rengi atmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Alan a pâli en entendant la mauvaise nouvelle. |
isteyen, arzu eden, arzusunda olan(figuré) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
yaşlanmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Mon chien devient vieux, mais il continue à courir après les voitures. |
(yetişkin) erkeklik
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kontrolden çıkmak, denetimden çıkmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yetişkinliğe adım atmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Beaucoup de cultures ont un rituel pour célébrer le fait qu'un jeune devienne majeur (or: atteigne la majorité). |
arkadaş olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Au début, nous nous détestions, mais avec le temps, nous sommes devenus amis. |
kafayı yemek, kafayı sıyırmak, kafayı üşütmek(familier) (argo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
gitgide azalmak, gittikçe azalmaklocution verbale (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La route devient plus étroite sur la montagne ; seules les petites voitures peuvent y accéder. |
alkalileşmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
kör olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La patiente est devenue aveugle après avoir fait une attaque. |
derinleşmek(lac, trou) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le trou devenait plus profond vu que les ouvriers continuaient à creuser. |
zengin olmak, zenginleşmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Elle est devenue riche en vendant des appartements. |
kelleşmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Mon frère est devenu chauve très jeune. |
çıldırmak, delirmeklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Parfois il avait l'impression qu'il allait devenir fou. |
kontrolsüz bir şekilde
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
(bakış) donuklaşmak, anlamsızlaşmak, feri gitmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
delirmek, çıldırmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je crois que je deviens fou : ce matin, j'ai retrouvé mes chaussures de course dans le frigo. |
daralmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le chemin devient vers la fin. |
arkadaş olmak, dost olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) J'ai essayé de me lier d'amitié avec le nouveau dans notre chorale. |
(giysilerine) sığmamak, (giysileri) küçük gelmek(vêtement) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mon fils est devenu trop grand pour ses vêtements de bébé en quelques mois seulement. |
nüfuzu artmaklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Les grandes compagnies sont devenues de plus en plus influentes au sein du gouvernement au fil des dernières décennies. |
(birşeyi yapmaktan) büyüyüp/olgunlaşıp vazgeçmek(changement de sujet : vêtement) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) À cet âge, les vêtements ne vont rapidement plus aux enfants. |
haline gelmekverbe intransitif (büyüyerek) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) S'il survit, un têtard devient une grenouille. |
sinirinden kudurmak(argo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Quand mon père va apprendre que je ne suis pas rentré de la nuit, il va devenir fou. |
arkadaşlık kurmak, dostluk kurmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je trouve cela facile de se lier d'amitié avec de nouvelles personnes. |
dostluk kurmak(birisiyle) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
düzelmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
nasırlaşmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
kızarmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
sevinçten kudurmak(argo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Fido devient toujours fou quand j'ouvre sa boite de pâté. |
popüler olmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Est-ce que tu penses que le fait de coudre ses propres vêtements reviendra à la mode un jour ? |
(birşeyi yapmak için, vb.) fazla büyümüş olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Veronica a passé l'âge de jouer à la poupée Barbie à l'âge de treize ans. |
gelin gitmekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) William a acquis une vie de richesses et de privilèges grâce à son mariage (or: En se mariant, William a acquis une vie de richesses et de privilèges). |
vazgeçmek(büyüyünce) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
taraf olmaklocution verbale (anlaşma, sözleşme) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'Union européenne a continué de grandir quand la Croatie est devenue membre en 2013. |
malum olmak(figuré) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'inspecteur buvait son thé quand soudain la réponse lui a sauté aux yeux : c'était le majordome le coupable. |
katılmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Elle devint membre du club d'échecs. Satranç kulübüne katıldı. |
yetim/öksüz bırakmak, kimsesiz bırakmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La petite fille a été rendue orpheline par l'accident d'avion. |
giysinin içine girmekverbe intransitif (büyüyerek) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
süresi dolmak, süresi geçmek, vadesi dolmak(carte, abonnement,…) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'adhésion de Britney au club a expiré à la fin de l'année. |
kaygılanmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
sığamamak(endroit : changement de sujet) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
ağarmış, kır(cheveux) (saç) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les cheveux de Marsha sont gris. |
kır saçlı(personne) (kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La mère de Joanne a seulement 30 ans, mais elle a déjà les cheveux gris. |
saçları dökülmek, kelleşmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Homer se dégarnit, mais ça n'a pas l'air de le déranger. |
haline gelmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Personne n'a envie de devenir vieux, mais ce n'est pas comme si on avait le choix. |
mora dönmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
kırılgan hale gelmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
sığlaşmak(su) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
konuşmak/yazmak(belirli bir tarzda) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
arkadaş olarak eklemek(sur internet) (internet) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Je suis devenu ami avec une fille que je connaissais à l'époque du lycée. |
Fransızca öğrenelim
Artık devenu'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
devenu ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.