Endonezya içindeki lompat ne anlama geliyor?
Endonezya'deki lompat kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte lompat'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki lompat kelimesi fırlamak, sıçramak, atlamak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
lompat kelimesinin anlamı
fırlamakverb ( kilat ) Kedengarannya seperti seseorang yang satu-satunya kekuatan supernya adalah melompat keluar dari sebuah gang memakai jas hujan. Tek süper gücü ara sokaktan yağmurluğuyla fırlamak olan bir isme benziyor. |
sıçramakverb Lain waktu kalau ingin lompat, tolong pakai sepatu dulu. Bir dahaki sefere sıçramak istediğinde, lütfen ayakkabı giyin. |
atlamakverb Dan jika Kenny bilang aman melompat di depan sebuah truk yg sedang bergerak, apakah akan kau lakukan juga? Eğer Kenny kamyonun önüne atlamak güvenli derse, sen de öyle mi yapacaksın? |
Daha fazla örneğe bakın
Jadi, dalam keadaan darurat respons tubuh kita terhadap stres dapat menyelamatkan nyawa kita, misalnya sewaktu kita spontan melompat untuk menghindari mobil yang melaju ke arah kita. Bu şekilde ani bir durum ortaya çıktığında vücudunuzun gösterdiği stres tepkisi hayatınızı kurtarabilir; üzerinize gelen bir arabadan kaçmanıza yardım ettiğinde olduğu gibi. |
Dia mau lakukan lompatan dulu, setelah itu kami pergi. Buradan atlayacak ve sonra gideceğiz. |
Aku melompat mundur dengan teriakan nyaring kesedihan, dan jatuh keluar ke koridor hanya sebagai Jeeves keluar dari sarangnya untuk melihat apa masalahnya. Ben acı bir sesle bağırmaya geriye doğru atladı ve salonun içine yuvarlandı Jeeves sorunun ne olduğunu görmek için onun den çıktı. |
Bergiranglah dan melompatlah karena sukacita, mengingat upahmu besar di surga.” Sevinin, ve meserretle coşun; çünkü göklerde karşılığınız büyüktür.” |
Lompat! Atlayın! |
Aku tidak bisa menekan tombol menembak dan lompat secara bersamaan! .. zıplama ve ateş tuşuna aynı anda basamıyorum ki! |
Waktunya tiba untuk mulai menyimpan barang-barang ketika Joshua mulai melompat-lompat dengan mengumumkan, ‘Mereka datang! Artık vazgeçmenin zamanıydı ki Joshua zıplamaya başlayarak ‘Geldiler! |
Sebagai contoh, karena adanya hukum gravitasi, seorang manusia tidak dapat melompat dari sebuah gedung pencakar langit tanpa melukai atau membunuh dirinya sendiri. Örneğin, yerçekimi kanunundan dolayı, insan sonuçta yaralanmadan ya da ölmeden bir gökdelenden atlayamaz. |
Itu lompatan pertama sangat mengesankan. Çok etkileyici bir ilk atlayış. |
Pernah ke melompat dari tempat tidur dan menyambut hari dengan senyum, seperti Jim. Asla yataktan kalkıp Jim gibi gülümseyerek güne başlamadım. |
Tidak, ini saat aku bilang tanpa alkohol aku tak punya nyali untuk melompat. Hayır, sarhoş olmasaydım o atlayışı yapacak cesareti bulamazdım demeye geldim. |
Dan jika Kenny bilang aman melompat di depan sebuah truk yg sedang bergerak, apakah akan kau lakukan juga? Eğer Kenny kamyonun önüne atlamak güvenli derse, sen de öyle mi yapacaksın? |
Pada saat itu saya menyadari Saya harus melompat dari kereta yang salah. O an fark ettim, kaçık trenden atlamalıydım. |
Ini bukan lompatan besar ke depan, dalam buku saya. Benim kitabıma göre fazla bir ilerleme sayılmaz. |
Melompatlah kekapal. Tekneye atla. |
”MELOMPAT ke sana kemari dan berkecipakan di air tidak berarti berenang,” tulis Michael LeBoeuf dalam bukunya Working Smart. “SUYUN içinde hoplayıp zıplamanız ve etrafa su sıçratmanız yüzdüğünüz anlamına gelmez” (Working Smart, Michael LeBoeuf). |
Ini membantu mereka melompat pada sudut yang tepat. Bu sayede doğru bir açıyla zıplayabilir. |
Itu karena rencananya bukan melompat dari kereta api..., Dia berencana untuk ditabrak. Çünkü trene binmeyi plânlamıyor altında kalmayı plânlıyor. |
Jadi lompatlah! Öyleyse zıpla o zaman! |
Penyelam lompat dari tebing ratusan meter di atas laut. Dalgıçlar okyanustan yüzlerce metre yükseklikteki uçurumdan aşağıya atlıyorlar. |
Apabila Saudara melihat seorang atlet melompat dan bersalto di udara dengan sangat anggun dan dengan perhitungan yang tepat, Saudara tentu yakin bahwa otot-otot tubuhnya telah dilatih untuk waktu yang lama. Havada büyük bir zarafetle dönüşler yapan bir sporcuyu gördüğünüzde, tüm vücudunu mükemmel şekilde kontrol edebildiğini düşünürsünüz. |
Beritahu temanmu untuk melompat masuk Arkadaşlarına nasıl zıplanacağını anlat |
B., kini kau bisa melompati waktu, mungkin kau tak melakukannya,'kan? İkincisi de zaman atlaması yaşayacağını bildiğine göre belki de yaşamazsın? |
Cantik, melompat. Ne güzel sıçrıyorlar. |
Coraline, Tn. Bobinsky mengundangmu untuk melihat penampilan tikus lompatnya setelah makan malam. Coraline, Bay Bobinsky seni yemekten sonra zıpzıp farelerin gösterisini izlemeye davet etti. |
Endonezya öğrenelim
Artık lompat'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.